27 Mayıs 2011

Ergenlik Döneminde Rehberlik ve Psikolojik
 Danışma Hizmetleri
1.Ergenlik Dönemi Nedir?
  Ergenlik; fiziksel ve ruhsal değişimin en hızlı olduğu, bu fiziksel ve hormonal değişimin bireyi etkilediği, ruhsal karmaşanın da bu etkilenme sonucu en üst seviyede olduğu gelişimin önemli bir dönemidir. Bu dönemde ergen bedensel olarak değişimlere adapte olmaya çalışırken cinsel kimliğiyle ve sosyal rolüyle artık yetişkin olmaya ilk adımları atmıştır. Yetişkin olmak bir birey olarak kendisine özgü bir kimlik ve kişilik geliştirmek demektir. Artık ne çocuktur nede gerçek bir yetişkin. İşte bu belirsizlikle ergen olası birçok sorunla ve soruyla karşı karşıyadır. Tam da bu noktada ergen anlaşılmaya en çok ihtiyaç duyduğu dönemi yaşamaktadır. Endişelenen ebeveynlerle, otoritesini hissettiren öğretmenlerle, karşı cinsten etkilendiği diğer ergenlerle baş etmek durumunda kalacak, bir gruba ait olmaya yönelik girişimlerde bulunacak, bir ideolojik görüş seçme zorunluluğu hissedecek ve adapte olmaya çalıştığı fiziksel değişimlerle baş etmek durumunda kalacaktır. Kendilik tasarımı yani ben kimim, neyim, nasıl bir insanım, ne olmalıyım nasıl olmalıyım gibi bir sürü soru işareti, yüzümdeki sivilceler iyileşecek mi, âşık olduğum kişide beni sevecek mi, boyum diğer arkadaşlarımdan biraz kısa mı gibi ruhsal ve bedensel kaygılar içinde boğulacaktır. Ve sadece anlaşılmaya ihtiyaç duyacaktır. (Gezek,2010) ‘’Erikson bu dönemde ergenin kimlik arayışı içinde olduğunu ve farklı rol ve davranışları deneyerek kendisi için bir kimlik oluşturmaya çalıştığını belirtmektedir.’’ (Yılmaz, 2002).
  1.1. Ergenlik dönemindeki fiziksel büyüme
  • Ergenlik dönemi insan hayatının ilk yılı dışında büyümenin en hızlı olduğu dönemdir. Bu büyüme düzensiz zaman aralıklarıyla oluşur.
  • Ergenlikte hiçbir zaman en önemli konu fiziksel büyüme değildir. Gencin vücuduna karşı neler hissettiği ve ortaya çıkan değişikliklere karşı nasıl tepki verdiği daha önemlidir.
  • Ergenlik öncesi büyüme atağı; boy uzaması, kilo artması,  ve görünümün değişmesine neden olur. Kemikler büyür, yüz kemikleri genişler ve yüz erişkin görünümünü alır. Büyüme atağı her iki cinsiyette de yağlar karın ve kalça çevresinde toplanır.
  • Kızlarda regl başlayana kadar, erkeklerde de büyüme atağı sonlanana kadar her iki cins de kendine özgü farklı erişkin vücut görünümlerini kazanır.
  1.2. Ergenlik döneminde ortaya çıkan duygusal değişiklikler
     Ergenlik döneminin başlaması ile beraber, ailenin denetiminde olan çocuk gitmiş, onun yerine sorumluluğunu kendisi almaya, aile denetiminin dışına çıkmaya çalışan bir genç olmuştur. Yeni arayışlar içerisinde olan genç, “ben kimim, neyim, ne olacağım, toplumdaki yerim ne?” gibi soruları bilinçsiz olarak kendine sormaya başlamıştır. Anne babanın etkisinden kurtulmaya, sıyrılmaya çalışır. Onun gözünde artık, anne ve babası hiç yanılmaz, hiç haklı kişiler değildir. Onları eleştirici bir gözle yeniden değerlendirmeye başlar. Beğenileriyle alay eder, düşüncelerini eskimiş bulur, inançlarını kuşkuyla karşılar, sanki artık anne ve babasından öğrenecek bir şeyi kalmamıştır. Anne ve babanın öğütleri batar, uyarıları onu kızdırır, tabii ki bunları yaparken dengeli ve kontrollü değildir, aşırıya da kaçabilir. Gencin bu davranışlarının nedeni, bağımsız olduğunu vurgulama savaşı, kimlik sorunu mücadelesidir. Maziden kopma yani bağımlı, uyumlu, ailesinin denetiminde olan birisi değil de, özgür bir birey olarak istikbale adım atma, var olduğunu, bağımsız bir birey olduğunu hissetmesidir.
  Gençlik döneminde ortaya çıkan ve her genç için normal kabul edilen duygusal değişiklikleri şöyle sıralayabiliriz:
  1. Yalnızlık isteği; 12-13 yaşlarına rastlayan bu dönemde evin etkinliklerine de karışmak istemez ve de bir süre kendini yalnızlığın içinde bulmak ister.
  2. Can sıkıntısı; Erinlik döneminde ergen, çocuklukta daha önce zevkle oynadığı oyunlardan, isteklerden, yaptığı görevlerden bıkmış ve toplumsal eylemlerden kendini çekmiştir. Bu etkinlikleri aptalca karşılayan ergen kendini can sıkıntısı içinde bulur.
  3. Toplumsal zıtlık; Ergen çevredekilerin etkinliklerine katılmakla kalmaz, her an kavga ve saldırıya hazır bir durumda, onların neşe ve huzurlarını engellemeye çalışır. Evle çatışma halindedir. Ailesindekileri beğenmez, kızar, alay eder. Huzursuzluk merkezi gibidir. Zıt gider, tartışmaya hazırdır.
  4. Otoriteye karşı direniş; Kız ve erkek çocukların ana babalarıyla olan çatışmaları 13 yaşlarında en üst noktaya ulaşır. Anneler çocuklarla daha uzun süre beraber olduğundan ve daha çok işlerine karıştığından onlara karşı direniş daha çoktur.
  5. Karşı cinse yönelmiş zıtlık; Kızlar karşı cinsle olan zıtlığı, erkeklerden daha çok yaşarlar. Kızlarda erkeklere karşı küçük düşürücü davranışlar ve nefret daha sık görülür.
  6. Duygululuğun artması; Karamsarlık, asık suratlılık, ufacık bir nedenle ağlamalar bu dönemin duygululuğu sonucu olmaktadır. Hiç bir şeyden hoşnut olmamak, her söyleneni kendine yönelik bir eleştiri gibi almak ve alınmak bu dönemin davranış özellikleridir.
  
 1.3.Ergenlerin gelişim özellikleri
    Bireyin gelişme hızı hiç bir zaman düzgün değildir. Cinsler arasında gelişme hızı farklılık gösterir. Kız çocuklar erkek çocuklara oranla ergenlik öncesi büyüme düzeyine daha önce girerler ve daha hızlı büyürler. Gelişme hızı çocuğun okuldaki istekleri ve görevleri yerine getirmesindeki işlevini etkiler.(Özoğlu ,2007,s.9). Ergenler 18 yaşın sonunda   fiziksel olgunluğa erişir ve tümü erinliğe ulaşır. Ancak pek çok ergen cinsel ilişkiler konusunda zihin bulanıklığı yaşar. Kızlar arkadaşlıkla ilgili olarak erkeklerden daha çok kaygı yaşıyor gibi görünmektedirler. Yine kızlar erkeklerden muhtemelen daha çok duygusal rahatsızlık geçiriyor olabilirler. Ergenlikte duygusal rahatsızlıkların en yaygın türü depresyondur. Eğer depresyon ağırlaşırsa, intihar girişimleri düşünülebilir.
   Ergenlik çağının sonuna doğru kişi ‘ben merkezli” olmaktan çok “problem merkezli” hale gelmiştir. Toplumsal değerlere ve toplumsal olaylara karşı ergenin ilgisi artmıştır. Ergen bu ilgisi doğrultusunda yönlendirdiği yaşantılarını denetlerken ve değerlendirirken ya da çevresinde olup bitenleri yorumlarken dürüst fakat duygusal davranma eğilimindedir. Sahip olduğu değerler henüz birbiriyle çelişkili ve tutarsız görünmektedir. Ama ergen bu değerleri akılcı bir gözle eleştirebilecek ve bunları birbiriyle tutarlı bir genel dizge içinde tertipleyebilecek zihin gücüne ulaşmış bulunmaktadır. Bu genel yetenek, gence birbiriyle çelişen aile değerleri ile arkadaş değerlerini birbiriyle uzlaştırma, arkadaş ve aile değerlerinin tutsağı olmama özgürlüğünü kazandırma olanağı verebilir.
     Arkadaş kabulü ergenlik öncesi yıllarında kendi cinsinden olan arkadaşlarla kurduğu dostluk ilişkileriyle önem kazanmaya başlamıştır. Karşı cinsin kabul ve beğenisi ergenin kendini değerli görmesine ve karşı cinsle olan ilişkilerinde daha güvenli ve tutarlı olmasına neden olur. Bu gelişim görevlerinin zamanında yerine getirilmesi, kişinin çevresiyle ahenkli ilişkiler kurmasına yol açmakta, başarılamayan her gelişim görevi ise kişiliğin uyumunda bir sorun ve bir güvensizlik durumu meydana getirmektedir. Bu gelişim görevlerinin zamanında başarılmasında kişinin kendi benliğine karşı geliştirdiği güven ve saygı etkili olduğu kadar beklentilerini ortaya koyan sosyal çevrenin kişiye sunacağı güven ve ön yaşantıların fazla sınırlı, pekiştirmelerin fazla çelişkili olmaması gerekmektedir. Ergenlik çağının gelişim görevlerinin başarılmış olması, kişinin daha rahat bir biçimde genç yetişkinlik yıllarına girmesini sağlar.

1.4. Ergenlik döneminde sosyal gelişim
  Ergenlikte önemli bir diğer gelişim boyutu ise sosyal gelişmedir. Bilindiği gibi bireyin sosyalleşmesi ilk olarak ailede başlar. Bu bağlamda ergenin sosyalleşme süreci aslında çocukluk döneminde başlamış ve ergenlik döneminde ise bu süreç ailesinin dışına taşarak okul çevresi ve dolayısıyla arkadaş grupları ekseninde hızla devam etmektedir. Bu sosyalleşme sürecinde ergen için önemli gördüğü konularda ailesi, hâlâ bir başvuru kaynağı olmaya devam etmektedir.

2.Ergenlik Döneminde Psikolojik Danışmanlığın Önemi
   Günümüzde Psikolojik Danışmanlık dediğimizde akla ilk gelen şey “Psikolojik sorunlar”dır. Ancak işin aslı bu şekilde değildir. Günümüzde insanlar normal seyrinde yaşadığı durumları çevresel faktörler nedeni ile çok ciddi davranış bozukluluklarına kadar götürebilmektedir. Psikolojik danışmanlık bu noktada devreye girer, bireye yapması gerekeni göstermez, tam tersine bireyin yapması gerekeni bulmasında ona rehberlik eder. Ergenlik dönemi, günümüz şartlarında bir ergen aile için gayet tehlikeli olabilmekte. Kendi kimliğini arama içinde olan çocuk kendi kendini yanlış yönlendirebilmekte ve sonuç olarak çok daha komplike ve patolojik boyutlara ulaşmış sorunlarla karşılaşabilmektedir. Bu yüzden ergenlik dönemi içerisine girmeye hazırlanan bir çocuğun ve ailesinin bir uzmandan yardım almasında günümüz şartlarında fayda vardır(Türk,2010).

3.Psikolojik Danışmanın Rol ve Fonksiyonları
     Ergenlik döneminde gençte merak ve değişim arzusu onu içki, sigara, uyuşturucu gibi madde bağımlılığı yaratabilecek alışkanlıklara itebilir. Macera tutkusu ve kötü alışkanlıklar onu suça teşvik edebilir. Ya da genç kimlik arayışı ve bir gruba ait olma gereksinimiyle çeşitli ideolojik grupların etkisinde kalabilir. Sağlıklı değerlendirme yapamadığı durumlarda gençlik enerji ve heyecanını olumsuz hedeflere yöneltebilir.Bu nedenle psikolojik danışmanlık ve rehberlik hizmetleri zorunlu hale gelmektedir.
    Özellikle lise yılları eğitsel açıdan bazı çalışma alışkanlıklarının yerleştiği yıllardır. Genç, bu dönemde eğitsel hedefler belirleyerek, bu hedeflere ulaşmak için sistemli çalışmak zorundadır. Eğer gerçekçi planlar yapıp, bunlar uygulamada öz denetim geliştiremezse yaşam boyu doyumsuzluk yaşaması olasıdır.
    Lise döneminde psikolojik danışmanın en önemli görevi, öğrencinin ergenlik sorunları ve meslek seçimi sorunlarını çözme konusunda ona yardımcı olmaktır.
    Bu dönem, ergenler için karar verme yıllarıdır. Öncelikle yükseköğrenime devam edip etmeme kararı, devam edecekse hangi mesleğe yöneleceği; devam etmeyecekse okulu tamamlayınca hangi iş ya da çalışma alanına gireceğidir. Rehberlik hizmetlerinin bu anlamda önemli bir işlevi vardır: Bu kararın gencin ilgi, yetenek ve özelliklerine uygun, aynı zamanda gerçekçi yani uygulanabilir olmasına yardımcı olmak. Bu, meslek seçeneklerinin incelenmesi, sonuçta da bilgilerin iyi bir şekilde değerlendirilmesi ile mümkündür.
   Bu dönemde rehberlik hizmetlerinde gelişimsel yaklaşım esastır. Ergenin içinde bulunduğu döneme özgü kişisel, eğitsel ve mesleki gelişim görevlerini başarmasını destekleyecek fırsatları sağlanması ve sağlıklı gelişime uygun ortam yaratılması amaçlanır. Bunun yanı sıra düzeltici hizmetler, krize müdahale, problem çözümü gibi kısa süreli yardım çalışmalarına da yer verilir. Rehberlik çalışmalarında aile ile işbirliği önemlidir. Genç, kararlarını uygulamada aile desteğine ihtiyaç duyar. Ayrıca çevredeki çeşitli kurum ve kuruluşlarla iletişim kurmak, çeşitli konularda buralardan yardım ve destek almak gerekebilir. Bu da okullardaki psikolojik danışmanlar vasıtasıyla yapılabilir. Bu dönemde bireyin kendini tanımasına yardımcı olmak rehberlik kapsamında yer alan tanıma çalışmaları ile mümkündür. Bu amaçla ergenin kendini sınayabileceği ve farklı yönlerini keşfedebileceği çeşitli etkinliklerin planlanması önem taşır.
    Birey kendini geliştirmek çabalarını sürdürürken önemli ya da önemsiz, bilinçli ya da farkında olmadan, bir takım tercihler yapmakta, kararlar almaktadır. Bireyin karar verirken daha bilinçli olmasına yardımcı olmak psikolojik danışmanın en önemli görevi ve amacıdır. Bireyin küçük ve önemsiz gibi görünen kararlarında bile mümkün olduğu kadar zengin ve doğru bilgiye dayanmasına, iç çatışmalarından haberdar olmasına, göremediği seçenekleri görmesine ve giderek sorunlarını kendi başına çözebilen bir kişi haline gelebilmesine yardım etmek rehberliğin ve psikolojik danışmanın başlıca hedefini oluşturmaktadır(Kuzgun, 1992).
 Psikolojik danışman kişisel-sosyal gelişim alanında öğrencilere şu yeterlilikleri
kazandırmaya çalışır(Yeşilyaprak, 2000,s.166):
 • Kendini anlama ve değerlendirme
 • Başkalarını anlama ve kabul etme
 • Ailenin değerini anlama ve kabul etme
 • Toplum olgusunu geliştirme
 • Karar verme ve amaç belirleme
 • Kendini tehlikelerden koruma ve yaşamı güvenli sürdürme
   Eğer okulda rehberlik uzmanı varsa öğrencilerin kişisel - sosyal gelişimlerine yönelik olarak; etkileşim grupları, sosyal beceri eğitimi, girişkenlik eğitimi, özsaygı yükseltme programları gibi programlar uygulanabilir. Rehber öğretmen yoksa sınıf öğretmenleri de çeşitli etkinlikleri planlayıp uygulayabilir.
     Bu dönemde eğitsel rehberlik hizmetleri, ergenin ilköğretimden ortaöğretime geçişte ortaya çıkabilecek uyum güçlüklerini gidermeye, lise yıllarında etkin ve başarılı olmasına, eğitsel tercih ve planlar yapmasına ve öğrenciyi üniversite sınavlarına hazırlanmaya yönelik çalışmalarla sürer..
    Ergenin yetişkin otoritesiyle çelişkiler içinde bulunduğu bu dönemde, yetişkin dünyasının onu kabul etmesi ve ona koşulsuz bir saygı ve anlayış sunması gerekmektedir. Yetişkin dünyası ve yakınları ergene bağımsız davranma fırsatı vererek onun kendi kendine karar verme, kendisine dayanma ve güvenmesini sağlayabilecek yaşantılar geçirmesine özen gösterilmelidir. Ayrıca kişinin kendi yeteneklerini tanımasına okul   rehberlik örgütlerinin önemli katkıları olacağından, liselerde bu hizmetleri, ergene etkili bir yardım verebilecek düzeyde planlamaları gerekmektedir. Bu hizmetlerin planlanması ve yürütülmesinde de yine en önemli görev psikolojik danışmana düşmektedir.

4.Sınıf ve Branş Öğretmenlerinin Rehberlik ve Psikolojik Danışma Hizmetinde  Görevleri
    Rehberlik ve danışma, ergenin bir “kişi” bir “bütün” olarak gelişmesini hedef alır. Bu “gelişme” eğitimde ilgili herkesin ortak gayreti sonucu hedefine ulaşır. Burada emek sahiplerinden biri de öğretmenlerdir.
   Öğretmenlerin, ergenlik çağındaki bu öğrencilerde hızlı değişikliklerin meydana geldiğini ve onların bu değişikliğe çabuk bir şekilde uyum sağlaması gerektiğini, ergenlik psikolojisini ve ergenlerin problem kaynaklarını iyi bilmelidir.
    Ergenin gelişim özelliklerini kazanması son derece önemlidir. Gelişim görevlerini bilen öğretmen ergene ne konuda, nasıl yaklaşması gerektiğini bilir ve bu görevleri kazanmada yardıma ihtiyacı olan ergene yardımcı olabilir. Böylece hem ergenin sağlıklı bir şekilde sosyalleşmesini sağlar, hem de sorunsuz bir şekilde daha verimli olarak derslerini yürütebilir.
    Öğretmenler, öğrencilerin ileride büyük problemler doğurabilecek patolojik davranışların belirtilerini erkenden teşhis edebilir, koruyuculuk ve önleyicilik rolünü üstlenebilirler. Her zaman uzman kişilerin öğrencilere ulaşma imkanının kısıtlılığı düşünüldüğünde, öğretmenin bu işlevinin önemi daha iyi anlaşılacaktır.
   Öğretmenler, rehber öğretmenlerin yaptığı etkinlikleri desteklemeli, onlara öğrenciye ulaşmakta, öğrenciyi çok yönlü tanımadaki güçlükleri aşmalarında yardımcı olmalıdır. Ayrıca rehber öğretmenden de yardım almaktan çekinmemelidir.

5. Kişisel-Sosyal Gelişim Alanında Öğretmenin Görevleri
   Bu dönemde öğretmenlerin en büyük şikayeti, öğrencinin otoriteye olan başkaldırısı ve kurallara uymama konusundaki tutumlarıdır. Ergenin bu durumu dikkate alındığında, öğretmenlerin öğrenciye yaklaşımları çok önem taşımaktadır. Öğretmenlerin kişisel-sosyal gelişim alanındaki sorumlulukları şunlardır(Yeşilyaprak, 2000,s.95-96).
    • Öğretmen, bu dönemin özelliklerini iyi bilmeli, ergenlere ona göre davranmalıdır. Genci anlamalı, duygularını ve sorunlarını paylaşmaya hazır olduğunu ergene iletmeli, gencin karşısında değil yanında olduğu mesajını vermelidir.
• Cinsellik konusunda ilgili derslerde bilgi verilmeli, gencin cinsel dürtülerini olumlu yönlere kanalize etmeleri için spor, sanat vb. etkinlikler düzenleyerek karşı cinsle doğal bir ortamda olmaları sağlanmalıdır.
• Ergenin, öğretmenleri ile olan sosyal etkileşimleri ona sosyal, duygusal ve bilişsel özellik kazandırır. Öğretmenler bu tarz etkileşimleri kolaylaştıracak şekilde ortamlar hazırlamalıdır. Bu etkileşim sonrası ergen ben merkezcilikten uzaklaşır, başkalarının fikir, görüş ve sorunlarını tartışmasına katkıda bulunur.

6.Sınıf Öğretmeninin Mesleki Rehberlik Hizmetlerindeki Görevleri
    Bireyler, çevrelerindeki insanlar tarafından sistemli ya da sistemsiz olarak gözlenirler ve edinilen izlenimler çeşitli şekillerde kendine iletilir. Ancak bunlar arasında öğretmenlerin değerlendirmeleri kişi için özel önem taşır. Öğretmenler hem öğrenciyi değişik ortamlarda gözleme hem de her birini oldukça çok sayıda benzeriyle karşılaştırabilme olanağına sahiptirler (Kuzgun, 2000,s.276).
    Ergeni yakından tanıma fırsatı olan öğretmen, meslek seçimi konusunda öğrenciye mesleki rehberlik hizmeti sunabil ir. Öğretmenin yapabileceği mesleki rehberlik etkinlikleri vardır. Bunlar; (Binbaşıoğlu, 1986, s.153)
 • İlgili dersleri, ilgili meslek alanlarıyla ilişkilendirerek anlatmak.
 • Çeşitli meslekler hakkında kitapları ve okuma materyalleri sağlamak.
 • Ergenlerle, yakın çevredeki kuruluşlara geziler düzenleyerek çeşitli meslekleri yakından tanıma olanağı sağlamak.
 • Öğrencileri, yeni hobiler geliştirmede ve yaşantılarını arkadaşlarıyla paylaşmaları konusunda yüreklendirmek.
 • Mesleklerin tanıtımını yazılı ve görsel materyalleri kullanarak yapmak
 • Meslekte çalışmanın, çeşitli yönleri hakkında ergene bilgi vermek.
 • İş yaşamıyla eğitim arasındaki ilişkiyi öğrencinin görmesine yardımcı olmalıdır.

7.Yönetici ve Ailelere Yönelik Rehberlik ve Psikolojik Danışma  Hizmetleri
   Okul yöneticilerinin başarılı olabilmeleri için öğrencilere daha fazla zaman ayırmaları, günlük bazı işlerini yardımcılarına devretmelerini, sınıfları ziyaret ederek öğrencilerle temas halinde olması gerekir.
 Okul psikolojik danışma ve rehberlik servisinin, öğrencilerin genel ve özel yetenekleri, akademik başarıları, ilgi alanları ve motivasyon düzeyleri, genel ve bireysel problemleri gibi konularda yapacakları araştırma sonuçları, okulun eğitim-öğretim çalışmalarını daha iyi düzenleyip yürütmesine, daha uygun öğretim yöntemlerinin kullanılmasına ve çeşitli etkinlikler düzenlenmesine olanak vermektedir.
   Rehberlik ve psikolojik danışma hizmetinde çalışan personel, mezun öğrencilerin girecekleri okullar ve iş koşulları hakkında bilgi vermek, üst okula kayıt olacak veya işe girecek öğrencilerin başvuru formlarını doldurmalarına yardım etmek, bazı problemlerle ilgili velilerle görüşmeler yapmak, meslek haftaları tertiplemek, işverenle görüşerek öğrenci hakkında tavsiyelerde bulunmak, öğretmen, yönetici ve veliler için yetiştirme programları düzenlemek gibi çeşitli hizmetler yaparak yöneticilere birçok yönden yardım edebilirler.

8.Velilere Yönelik Rehberlik ve Psikolojik Danışma  Hizmetleri
    Öğrenci kişilik hizmetlerinin amacı öğrencilerin gelişmesine yardımcı olmakla birlikte, bu yardımı birçok kişi ve kurumların işbirliği ile gerçekleştirebilmektir. Öğrenciler, günlük 24 saatin sınırlı bir bölümünü okulda geçirmekte, zamanın çoğunu ise ailesi ile birlikte evinde geçirmektedir. Bu nedenle öğrencilere verilecek yardımın etkili olabilmesi için danışman, öğretmen ve yöneticilerin yanı sıra velilerin de desteği gerekmektedir.
    Okul rehberlik programı, özellikle problemi olan çocukların, problemlerinin giderilmesi çocuk-aile ilişkileri ve sürtüşmelerinin düzeltilmesi için “aile görüşmeleri” yapar. Okul rehberlik ve psikolojik danışma sorumluları, velilerle ilişkili olarak okul çalışmaları, eğitimin amaçları, özürlü çocuklar, çocuk gelişimi, ergenlik çağı ve gelişmeleri gibi konularla ilgili uzmanlarla “aile konferansları” düzenleyerek velilere yardım edebilirler. ‘’Danışmanın çocuklar üzerinde yaptığı araştırmalardan çıkan sonuçlara göre velilere çocuklarının gereksinmeleri, idealleri vb bilgi verir.’’(Özgüven, 1999. s.52-55).

9.Anne-Baba ve Ergen İlişkilerini Geliştirici Öneriler
 1. Anne-babaların her şeyden önce ergenin psikolojik ihtiyaçlarını dikkate almaları gerekir. Böylece ergenin bağımsızlığına kavuşmasına yardımcı olunur.
 2. Anne-babanın ergene karşı davranışları, tutarlı ve eğitsel açıdan doğru ve ölçülü olmalıdır.
 3. Aşırı anne-baba tutumları da ergenin bağımsızlığını kazanmasını engeller. Bu nedenle çocuğa bağımsızlığını kazandırma planlanmış bir tutumla, ergenlik öncesinde başlatılmalı ve aşamalı olarak geliştirilmelidir.
 4. Ergene yapacağı faaliyetlerde destek olunmalı, hataları varsa cesaretlendirmeye yardım edilmelidir. Bunun için çocuğa evle ilgili sorumluluk verilebilir. Bunu yaparken ergene gücünün üstünde işler yüklenmemelidir.
 5. Anne-babanın ergenin davranışlarını onaylamadığı zaman takınacağı tutum önemlidir. Anne-baba duygusal yönden gergin olduğu durumlarda ergene ceza vermemelidir. Çünkü verilen ceza yapılan hatadan çok ağır olabilir.
 6. Ergen başkaları tarafından değerli bir insan olarak kabul edilmek ihtiyacındadır. Ergenin başka çocuklarla karşılaştırılması kendisini değerli bir insan olarak görme ihtiyacını engeller.
 7. Anne-babalar gençleri düşünebilecekleri konularda kendi kendilerine karar vermeye teşvik etmelidirler. Söz ve davranışlarıyla ergenin gelişip olgunlaştığını, bundan gurur duyduklarını ama ihtiyaç duyulduğu zaman yanında olduklarını açıkça belirtmelidirler.
   Yukarıda anlatılanların  gerçekleşmesi için en önemli koşul anne-baba ile ergen arasındaki iletişim yolunun açık olması gerekir.
  ‘’Burada danışmanın görevi; her iki tarafın sorunlarını daha iyi görebilmelerine yardımcı olarak anne-baba ile çocuk arasındaki iletişim yollarını açmasıdır.’’ (Oskay, 1981).

Sonuç
   Bireyler başka insanlardan destek alarak hayat becerilerini geliştirirler.Ergenlik dönemdeki gencin, gerek fiziksel gerekse de bilişsel düzeyde yaşadığı değişimler bazı sorunları da beraberinde getirir. Fiziksel gelişim ve değişiklikler, değer ve tutumlardaki değişiklikler, hayattan beklenenler ve öğrencinin kendisinden beklenenler, belirsizlikler, karar vermede ve seçim yapmadaki zorluklar öğrencinin bu dönemde uğraştığı sorunlardır. Bu dönemin sağlıklı atlatılamadığı durumlarda ortaya sapma davranışlar çıkmaktadır. Uyuşturucu madde kullanımı, şiddete yönelim, kötü alışkanlıklar, suç işleme gibi istenmeyen durumların ortaya çıkması bu dönemdeki sorunların çözülemediği, yanlış çözüldüğü ya da bastırılan duygu-düşünce ve davranışların tepki olarak verilemesidir diyebiliriz. Bu tip sorunların temelinde öğrencinin kendisini ifade edememesi, kendisini anlayacak, fark edecek birilerine ihtiyaç duymasından ileri gelmektedir. Ergenlerde bir grup içinde birlikte olma duygusu diğer dönemlere göre daha fazladır. Ergenlik dönemi; bireyin  kendini aradığı, değerler oluşturarak kimliğini belirlemeye çalıştığı bir dönemdir. Bu yüzden oldukça bunalımlı geçen bu dönemin sağlıklı aşılabilmesi için bireyin  psikolojik danışmanlık ve rehberlik hizmetlerine ihtiyacı vardır.
                                                       Serap ERGİN
                                                       Adıyaman Üniversitesi Eğitim Fakültesi
                                                       Rehberlik ve Psikolojik Danışmanlık 1.Sınıf İ.Ö.
                                                       Öğrenci No:651004009
 KAYNAKÇA
1.Binbaşıoğlu, C. (1986) , Rehberlik, Ankara.Binbaşıoğlu Yayınevi
2.Ergenlik ve Kimlik Bocalaması.(t.y.). Gata, (Online):                  http://www.gata.edu.tr/dahilibilimler/cocukruh/kimlik.HTM
3. Gezek ,N.(2010),Ergenlik Nedir, Ne Değildir. Erişim:10 ŞUBAT 2010, Çözümpsikoloji      (Online): http://www.cozumpsikoloji.com/ergenlik-nedir-ne-degildir.html
4.Koç,M. (2004).Gelişim Psikolojisi Açısından Ergenlik Dönemi ve Genel Özellikleri,   Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi Sayı : 17 Yıl : 2004/2 (231-256 s.) (Online):  http://sbe.erciyes.edu.tr/dergi/sayi_17/14_koc.pdf
5. Kuzgun,Y. (1991), Rehberlik ve Psikolojik Danışma.(3.Baskı), Ankara:ÖSYM Yayınları
6.Oskay, G.(1981)Değer Yargıları Yönünden Ana-Baba Çatışması .Doktora Tezi, Ankara,
7. Özgüven, İ. E. (1999) Çağdaş Eğitimde Rehberlik ve Psikolojik Danışma. Ankara: A.Ü   Eğitim Bilimleri Fakültesi Yayınları, no:181
8.Özoğlu,S.Ç.(2007).Eğitimde Rehberlik ve Psikolojik Danışma. (3.Baskı). Ankara: Ankara  Üniversitesi Eğitim Bilimleri Fakültesi  Yayınları. (Online):http://kitaplar.ankara.edu.tr/dosyalar/pdf/129.pdf
9.Türk,B. (2010), Ergenlik Dönemi, Erişim:29 AĞUSTOS 2010, Uzmanlariz. Ağ sitesi (Online) : http://www.uzmanlariz.com/makaleoku/833/ergenlik-donemi                         
10.Yeşilyaprak, B.(2000), Eğitimde Rehberlik Hizmetleri, Ankara. Nobel Yayıncılık
11.Yılmaz, T. (2002). Ergenlerde Risk Alma Davranışının İncelenmesi. I. Ulusal Çocuk Ve  Suç: Nedenler Ve Önleme Çalışmaları Sempozyumu Bildirileri. Ankara.

DETAYLI BİLGİ İÇİN LİNKLER
Ergenlik Dönemi                      : http://www.uzmanlariz.com/makaleoku/833/ergenlik-donemi      
Gelişim Psikolojisi Açısından Ergenlik Dönemi ve Genel Özellikleri     :http://sbe.erciyes.edu.tr/dergi/sayi_17/14_koc.pdf
Eğitimde Rehberlik ve Psikolojik Danışma  : http://kitaplar.ankara.edu.tr/dosyalar/pdf/129.pdf